Gecmise duydugumuz ozlemler gibi piril piril olurdu Biga'nin baharlari...Giriste,kapisi bile olmayan bir Lise.Erik ve kiraz kokan,masmavi bir gokyuzu.Kareli ceket,lacivert bir pantolon,bir de unutulmayan o cavcavli kravat.
Elde tasinan o kitaplar... Ozenle lacivert kaplamali... Kirmizi etiketli...
Heyecanla uzerinden gectigimiz o kopru..Ogleden sonraki o guzelim Cografya dersleri...Unutamadiklarimdandir Turkan Kose...Tebessumleri,sigara tiryakiligi,sessiz sevgisi...
Yaziliyi ekmistim bir kez... Uc kez yazili sinavlar yapilirdi o yillarda... Baska carem kalmamisti...O gun Cografya dersini ekememis,suclu bir insan ifadesiyle siniftaydim.
Ilk isi gulumseyerek bana bakmak oldu...Hani o "kacacak bir yerin yok degil mi?"dercesine...
Yaziliya girdim o gun...Cografya'yi hep sevdim...Ayni edebiyati,kompozisyonu sevdigim gibi...Hep merak ettim,baska dunyalari...Baskalarinin ne yazdiklarini,nasil yazdiklarini...
Bilgiyi,ogrenmeyi sevdirmek hic de kolay bir is degildi o yillarda...Sevmek ile sevdirmek arasindaki denklem ne ince bir sihirdi...
Biyolojiyi ve Tarih'i neden hic sevememistik?...
Bilgin Yücel, Necmettin Ecevit,Turkan Kose nasil olmus da
bize, bazi seyleri sevmeyi ogretebilmislerdi?...
Yabanci dil sevgisini Nuri Bal nasil dokumustu gonlumuzde?
Cografya'dan 10 almam gerekiyordu o sinavda... Sessice kagidi Turkan Hanima verdim...Kagidin en sonunda bir de not yazmistim... Hocam valla 10 alamazsam halim,harab diye...Cografya'dan cakmistim yani...
Bir hafta sonra kursude Turkan Hanim yazili sonuclarini acikliyordu,not defterine bakarak...
Sira bana gelmisti...
Yuzunde o sevgi dolu tebessum... Ruhi,"Dokuzbucuk"!...
Yillar sonra,dunyanin bir ucunda... Severek,bize sevmeyi ogreten o insanlara bir iki satir yazayim dedim bu cumartesi sabahi,cok ama cok uzaklardan.
Gonlum size minnet dolu...
Turkan Hocam hala gonlumdesin...